- çıkmak
- (-den, -e)1. 出去, 出来: Delikten böcek çıktı. 虫子从洞里爬了出来。Evden sokağa çıktı. 他出门上街去了。Bu kahveden sıkıldın, ötekine çıkarsın, anladın mı? 你讨厌这家咖啡馆, 你可以去其他家, 明白吗?Ok yayından çıktı bir daha geri dönmez. 成́ 开弓没有回头箭。2. 去从事某种活动: alışverişe \çıkmak 去购物 Az sonra görev saati başlıyormuş, işe çıkacakmış. 好像过会儿就到上班时间, 他要去上班。Onunla yola çıkarsan, seni yarı yolda bırakır. 你要是和他出门, 他会把你甩在半路的。Keçi nereye çıkarsa, oğlağı da oraya çıkar. 成́ 有其父必有其子; 上行下效。3. (路)通向, 到达: Bu yol nereye çıkar? 这条路通向哪里?4. (-e, -den, -i) 登高, 攀登: ağaca \çıkmak 爬树 dağın tepesine \çıkmak 爬到山顶 uzun, dik merdivenli bir yokuş \çıkmak 登上一个长长的有着陡峭的台阶的高坡 Taşa çıkan keçinin ağaca çıkan oğlağı olur. 成́ 有其父必有其子; 上行下效。5. 由…获得, 由…得到: Ay çiçeğinden yağ çıkar. 向日葵可以榨油。Bu tartışmadan bir şey çıkmaz. 这样争论不会争出什么结果。Taştan yağ çıkar, ondan çıkmaz. 成́ 石头都可以出油, 他却一毛不拔。6. 毕业于: Hukuk fakültesinden çıkmış. 他毕业于法学院。7. 离开, 脱离: hastaneden \çıkmak 出院 ceza evinden \çıkmak 出狱 İşinden çıktı, başka iş arıyor. 他辞了职, 正在找新工作。Sabah kalvaltısından sonra otelimden çıktım. 早饭后我退掉了客房。8. 凸出: Zayıflıktan kemikleri çıkmış. 他瘦骨嶙峋。9. 足够: Bu kumaştan bir palto çıkar mı? 这块布够做一件大衣吗?10. 处于某种状态: borçlu \çıkmak 欠债, 欠钱 kârlı \çıkmak 赢利, 赚钱 alcaklı \çıkmak 债权多于负债O bizden daha vatansever çıktı. 他原来比我们更爱国。Aldığınız yağ iyi çıktı mı? 您买的食油好不好?İşler çabuk çıkmıyor. 工作进展不快。11. 不再具有某种性质: inandırıcı olmaktan \çıkmak 令人无法信服 insanlıktan \çıkmak 失去人性; 虚弱得没了人形 Çocukluktan çıkıp kocaman bir adam oldu. 他已经长大成人。Ev, ev olmaktan çıktı. 家已经不像个家了。12. 出来, 被发现; 暴露, 漏出; 突出; 发生: çiçek \çıkmak 出天花 fırtına \çıkmak 出现暴风(雨、雪等) soğuk \çıkmak 天凉, 天冷 Bedava desen, bir alıcı çıkmaz. 即使白送, 也不会有买主。Hava açılmış, ay çıkmıştı. 天睛了, 月亮出来了。Sularda bakteri çıktı. 水里发现了细菌。13. 长出: tomurcuk \çıkmak 发芽 Bıyığı çıktı. 他长胡子了。Ekinler çıkmaya başladı. 庄稼开始长出来了。14. 面市, 上市: Erik daha çıkmadı. 李子还没有上市。Patlıcan çıktı. 茄子已经上市了。15. 拜见, 晋见; 见面, 露面, (突然)出现: müdüre \çıkmak 拜见经理 Eskiden kadınlar erkeklere çıkmazdı. 过去的女人不在男人面前露面。Karşıma çıktı. 他突然出现在我的面前。16. 落到, 轮到, 归于, 中(奖): Bize yine gezi çıktı. 又轮到我们外出了。Bu işten size de birşey çıkar. 从这件事你也会得到一些好处。Ona büyük ikramiye çıktı. 他中了大奖。17. 价值: Bu ev 50 milyona çıktı. 这所房子价值5千万。18. 扮演, 出演: Otello'ya çıktı. 他扮演奥赛罗。19. 发表, 发行, 出版: yeni çıkmış kitap 新出版的书 Yeni bir gazete çıktı. 出了一种新杂志。Yüz yuanlıklar çıktı. 百元大钞已经发行。20. 散发: Lâğımdan pis kokular çıkıyor. 阴沟里发出难闻的气味。21. 传播, 散布, 充斥: Başından beri gazetelerde onun hakkında havadisler çıkıyordu. 从一开始报纸上就充斥着关于她的奇闻逸事。22. 竞争, 抗衡: Güreşte ona çıkacak kimse yok. 论摔交没有人比得上他。22. 褪色, 浸染: Kravatın boyası gömleğe çıkmış. 领带的颜色染到了衬衣上。Kumaşın boyası çıktı. 布退色了。23. 迁入, 迁离: Hemen bir apartmana çıkarım. 我很快就要搬到一所公寓里去。Onlar evden çıktılar. 他们从这所房子搬走了。24. 脱落: Bebeğin patiği çıktı. 幼儿的鞋子掉了。Kitabın kabı çıktı. 书皮掉了。Kutunun çivisi çıkmış. 箱上的钉子掉了。25. 脱位, 脱臼: Çocuğun kolu çıktı. 孩子的胳膊脱臼了。26. 下达; 下发; 交出: emir \çıkmak 下命令 maaş \çıkmak 发工资27. (时间)过去, 流逝: Kış çıktı. 冬天过去了。Mart çıktı. 3月份过去了。28. (价格)上涨, 升高: Altın fiyatları boyuna çıkıyor. 黄金价格一路攀升。29. 提高(价格、声音等): Satıcı razı olmayınca birkaç lira daha çıktım. 货主不同意, 我就又加了几个里拉。Sesim elvermiyor, daha fazla çıkamam. 我的嗓子不适, 不能再大声了。30. 大便: Adamcağız bir haftadan beri çıkmıyor. 他有一个星期没大便了。31. 被消除, 被去除; 被洗掉: Ayakkabı ayağından çıkmıyor. 他没脱鞋。Leke çıkmadı. 污渍没有去掉。32. 俚́ 破财, (被迫)花钱: Çık bakalım paraları! 你就掏钱吧!On dolardan çıktım. 我破费了10个美元。33. 应验, 言中; 实现; 成功: Dediğim çıktı. 我说的话应验了。Rüyası çıktı. 他梦想成真。O çıkar iş değil. 那可不是一件能办成的事。34. -le (与异性朋友)约会: Senden başka bir kızla çıkmadım. 除你之外我从没有约过别的女孩。35. 数́ 被减去: beşten üç \çıkmak 5减去336. 发生, 爆发: fırtına \çıkmak 发生风暴 kavga \çıkmak 发生口角37. -i 修建(楼层): Evin ikinci katına çıkmadan havalar bozuldu. 房还没有建完2层天气就变了。Evine bir kat daha çıktı. 他的房子又加盖了一层。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.